Türkiye’de Keratokonus Prevalansı

26 Januar 2022 - Mittwoch
Türkiye’de Keratokonus Prevalansı

Üniversitemiz Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü Göz Hastalıkları Anabilim Dalı geçmiş dönem Göz Hastalıkları Tıpta Uzmanlık öğrencisi Dr. Onur Özalp’in Türkiye’de toplum tabanlı bir örneklem üzerinde gerçekleştirilen ilk keratokonus prevalans çalışması niteliğindeki tez çalışmasından üretilen ve tez danışmanlığını ve Bilimsel Araştırma Projesi yürütücülüğünü Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eray Atalay’ın yaptığı ve yazarları arasında Prof. Dr. Nilgün Yıldırım’ın da bulunduğu “Prevalence and risk factors for keratoconus in a university-based population in Turkey” başlıklı makale Journal of Cataract & Refractive Surgery dergisinde yayınlandı.

Keratokonus; lokalize kornea incelmesi ve dikleşmesi ile seyreden, kontakt lens ve gözlükle düzeltilemeyen ilerleyici görme kaybı yaratan dejeneratif bir kornea hastalığıdır. Keratokonus tipik olarak puberte döneminde başlamasına rağmen sosyal güvenlik kayıtlarının incelendiği Hollanda merkezli bir çalışmada keratokonuslu hastaların nispeten geç bir yaşta (ortalama 28,3 yaş) teşhis aldıkları ortaya konmuştur. Ayrıca keratokonuslu hastalarda laser cerrahisi kontrendike olup hastalığın farkında olunmadan uygulanması durumunda ağır sonuçları olabilmektedir. Hastalığın güncel literatürdeki göreceli yüksek sıklığı ve bildirilen ortalama teşhis yaşının (28,3 yaş) üniversite mezuniyet yaşından çok ileri bir tarih olduğu göz önünde bulundurulduğunda, üniversite döneminde hastalığının farkında olmayan birçok öğrencinin olabileceği akla gelmektedir. Bu amaçla Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde öğrenim gören öğrenciler ve üniversitede görevli genç öğretim elemanlarında keratokonus taraması yapılması ve hastalığın prevalansının tespit edilmesi amaçlanmıştır.

Araştırma Tıp, Diş Hekimliği ve Sağlık Bilimleri Fakülteleri ile Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulunu kapsamaktadır. ESOGÜ Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültelerinde okuyan/çalışan öğrenci ve öğretim elemanları (≥18 ve ≤30 yaş) araştırmanın hedef kitlesini oluşturmuştur. Öğrenci ve öğretim elemanlarının listeleri ilgili fakülte/okul yönetimlerinden alınmış ve rastgele seçilmiş 648 kişi tarama muayenesine davet edilmiştir. Toplamda 585 kişi (%90,3) muayeneye gelmiş olup her fakülteden %80’in üzerinde katılım sağlanmıştır.

Çalışmada keratokonus prevalansı %2,4 (14 kişi, %95 GA: %1,3-%4) ve ektazi duyarlılığı %1,5 (9 kişi, %95 GA: %0,7-%2,9) olarak saptanmıştır. Cinsiyete göre keratokonus prevalansının, kadınlarda %1,6 (%95 GA: %1,1-%4,4), erkeklerde %4 (%95 GA: %1,7-%7,7) olduğu izlenmiştir. Cinsiyete göre düzeltilmiş keratokonus prevalansının %2,8 olduğu görülmüştür. Keratokonus saptanan 14 kişiden 11’inin (%78,6) hastalıklarının farkında olmadığı tespit edilmiştir. Göz kaşıma (OR: 3,53, %95 GA: 1,18-10,50, p=0,024) ve akraba evliliği (OR: 12,87, %95 GA 1,25-132,77, p=0,032) anlamlı derecede, aile öyküsü ise (OR: 11,46, %95 CI 1,02-128,78, p=0,048) sınırda anlamlı derecede keratokonus için bağımsız risk faktörleri olarak saptanmıştır.

ESOGÜ Bilimsel Araştırmalar Projeleri desteğiyle yapılan bu çalışma ile ESOGÜ’de keratokonus açısından risk grubu yaş aralığında öğrenim gören öğrenci ve üniversitede görevli genç öğretim elemanları genel bir göz muayenesinden geçirilmiş, keratokonus tespit edilenler kliniğimizin takibine alınmıştır. Keratokonus şüphesi bulunan olgular da klinik takibine alınarak hastalara erken teşhis imkânı sağlanmıştır.

Türkiye’de toplum temelli randomize bir örneklemle gerçekleştirilen ilk keratokonus prevalans çalışması niteliğinde olan tez çalışmamızda, Batı ülkelerine göre çok daha yüksek bir keratokonus prevalansı tespit edilmiş olup keratokonus saptananların büyük çoğunluğunun hastalıklarının farkında olmadığı görülmüştür. Ayrıca mevcut literatüre benzer olarak göz kaşımanın ve akraba evliliğinin keratokonus oluşumu için önemli birer risk faktörü olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuçlarla; ülkemizde hastalık konusunda farkındalık yaratacağı, tarama programlarıyla hastalığın erken tespitinin sağlanacağı, göz kaşımamanın önemi vurgulanarak hastalıkla ilgili koruyucu hekimlik çalışmalarının artacağı ve böylelikle hastalığın sebep olduğu ilerleyici görme kaybının yaratacağı ekonomik kaybın da önüne geçileceği kanaatindeyiz.

Makaleye erişim için: Journal of Cataract & Refractive Surgery 

 

 

İletişim için E-posta: basinhalk@ogu.edu.tr
ESOGÜ Gündem play

ESOGÜ Gündem

6 Dezember 2024

Mühendislikte Sayısal Yöntemlerin Uygulama Alanları | Prof. Dr. Zekeriya Altaç