Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Yunus Özhasar’ın da aralarında bulunduğu uluslararası bir araştırma ekibi (Erhan Boğan, Kyle M. Woosnam, Muhammad Usman, Doğan Çaprak) tarafından hazırlanan “Residents' support for halal tourism: when knowledge challenges emotional solidarity” başlıklı makale, Current Issues in Tourism dergisinde yayımlandı.
2030 yılına kadar 324 milyar dolarlık bir pazar değerine ulaşması beklenen helal turizm, Türkiye gibi hem seküler yapıya hem de Müslüman çoğunluğa sahip ülkeler için stratejik bir öneme sahiptir.
Alanya'da 429 bölge sakini ile yürütülen bu araştırma, yerel halkın desteğini şekillendiren mekanizmaları iki aşamada ortaya koymaktadır.
Değer ve Duygu Desteği Artırıyor
Çalışmanın temel bulgularına göre, algılanan değer helal turizm desteğini hem doğrudan hem de "duygusal dayanışma" yoluyla güçlü bir şekilde artırmaktadır. Yani yerel halk, helal turizmin bölgeye ekonomik ve sosyal fayda sağladığını düşündüğünde, turistlerle daha kolay empati kurmakta ve onları benimsemektedir. Kurulan bu duygusal bağ (dayanışma), yerel halkın turizm gelişimine verdiği desteği pekiştiren en önemli unsurlardan biri olarak öne çıkmaktadır.
Ancak Bilgi Düzeyi Bu Bağı Zayıflatıyor
Genel tablo bu pozitif döngüyü işaret etse de, araştırmanın en çarpıcı sonucu "bilgi düzeyi" faktörünün bu ilişkide yarattığı kırılmadır. Bulgulara göre; helal turizm hakkında yüksek bilgiye sahip yerel halkta, algılanan değerin duygusal dayanışmaya ve nihayetinde desteğe dönüşme gücü zayıflamaktadır.
Bunun temel nedeni, konuya hakim ve bilinçli bölge sakinlerinin neyin gerçekten "helal" olduğunu daha net ayırt edebilmesidir. Bu bilinç, "her şey dahil" sistemindeki israf gibi uygulamaların İslami değerlerle çeliştiğini görmelerini kolaylaştırmaktadır. İşletmelerin helal kavramını sadece bir pazarlama aracı olarak kullanması (helal aklama / halal-washing), bilgili kesim tarafından fark edilmekte ve samimiyetten uzak bulunan bu yaklaşım, kurulan duygusal bağı zedeleyerek desteğin düşmesine neden olmaktadır.
Araştırma, işletmelerin bu şüpheyi gidermek için şeffaflığa öncelik vermesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu bağlamda yöneticilere; yıllık helal uyumluluk raporları yayınlamaları, israfı önleyici gerçekçi sürdürülebilirlik adımları atmaları ve iftar programları ya da öğrenci bursları gibi topluma doğrudan dokunan samimi sosyal sorumluluk projeleri geliştirmeleri önerilmektedir.
Makaleye erişim için: Residents' support for halal tourism: when knowledge challenges emotional solidarity